Metabolik Sendrom, temelinde insülin direncinin yattığı, kalp-damar hastalıkları, kalp krizi, diyabet riskini arttıran bel çevresi yağlanma, yüksek kan şekeri, anormal kolesterol veya trigliserit düzeyi ile karakterize bir hastalıktır. Ancak bu risk faktörlerinden birine sahip olmak metabolik sendrom olduğunuz anlamına gelmez fakat birine sahip olmak demek metabolik sendrom riskinin artması demektir.

Obezite ise en büyük metabolik sendrom nedenlerinden biridir. Kişilerde vücut kitle indeksi arttıkça kan şekeri, tansiyon ve kan yağları da yükselmektedir. Bel çevresi; erkeklerde 102 cm, kadınlarda 88 cm’in üzerinde olması riski arttırır. Ayrıca normal kilo aralığında olsanız bile trigliserit düzeyinin 150 mg/dL’den fazla, HDL kolesterolün erkeklerde 40’ın, kadınlarda 50 mg/dL’nin altında olması metabolik sendrom alarmlarıdır!

En büyük etken genetik yatkınlık olarak bilinse de bireysel nedenlerde riski arttırıyor. Özellikle hareketsizlik, kalitesiz /kısa süreli uyku , öğün atlamak, basit karbonhidrat alımında sınırları aşmak, yüksek yağlı beslenmek , yoğun stres ve kiloyu yönetememek metabolik sendromun oluşmasına zemin oluşturmaktadır. Basit ama etkili yaşam tarzı değişiklikleri ile bu risk etmenlerini ortadan kaldırabilirsiniz.