12 Kasım Dünya Zatürre Günü olması sebebi ile Medical Park Uşak Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet ÇAYAKAR önemli biigiler verdi.

“Pnömoni, kısaca akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır ve halk arasında sıklıkla zatürre tabiriyle bilinir. Çoğunlukla kliniğinde ateş yüksekliği, titreme, öksürük, balgam çıkarma ve nefes darlığı gibi şikayetler bulunur. Genel olarak hastane yatışlarının  %2’sini oluşturan bu hastalık da ölüm riski yaklaşık %10 olarak hesaplanmıştır. Bu oran, ayaktan tedavi edilen daha hafif grupta %1’i,  yoğun bakım şartlarında takibi gereken daha ağır durumdaki kişilerde %40’ları bulabilmektedir.

Pnömoni, bakteriler başta olmak üzere çeşitli türde mikroorganizmalara bağlı olarak gelişir. Bu süreç genelde; hastanın kendi ağız, boğaz veya sindirim kanalında bulunan ve hastalığa neden olmayan mikropların akciğere ulaşmasıyla başlar. Vücut savunması zayıf kalırsa zamanla hastalık tablosu belirginleşir. En sık bakteriyolojik etken, streptekok denilen türdür. Hasta kişiden sağlam kişilere doğrudan bulaşma riski sadece bazı türler için geçerlidir.  Dolayısıyla pnömoninin oluşmasında bulaşmadan çok, kişinin vücut direncini kıran risk faktörleri rol oynar. Bu durumlar özellikle kış ayları, yaşlılık, astım, KOAH, alkolizm, sigara kullanımı, geçirilmiş grip sonrası akciğer dokusunda geçici yıpranma, immun sistem düşkünlüğü ve vücut savunmasında azalma, diabet, kalp, böbrek ve karaciğer yetmezliği, kan hastalıkları ve kronik metabolik hastalıklar, dalak yokluğu ve özel koşullarda yaşama şekli olarak sıralanabilir.

Korunmada grip ve zatürre aşısı olarak bilinen pnömokok aşısı önemlidir. Çünkü yapılan bilimsel çalışmalarda, aşı olanlarda daha az hastaneye yatış, daha az yoğun bakım gereksinimi gözlenmiştir. Ayrıca bu yolla solunum yetmezliği riskinin de azalma ve ölüm oranlarında düşme de sağlanmaktadır.

Bu yüzden yukarıda belirtilen riskli erişkin grubun özellikle ekim ve kasım aylarında grip, kışa doğru da pnömokok aşısı ile aşılanması önerilmektedir. “ dedi.