Mutluluğun başka bir halidir şiir, öyleyse şiir gibi bir hafta sonu olması dileğiyle...
bir gül ağacı hikayesi vardı bana yazılmış...
okurken,
gözyaşlarımın gönül yaşlarıma karıştığı,
günlerce sarsan,hırpalayan...
bedenimi,ruhumu...
bu da benden sana olsun...
bana gül ağacını yazanım...
tut ki sen de bittin...
sen çekip gittin...
giderken...
o nezaketin ve görgünün esamasi inceliğinle
bir veda ettin en hassas kelimelerinle...
en uygun cümleler de toplayıp..
yine de arkadaşımsın bile dedin kendini aşıp...
belki de...
bana acıyıp...
sonra çekip gittin...
sanki sen Hacı Bayram da ettiğim dua değildin...
sanki sen Ulu Cami’de gözyaşlarım değildin...
sanki sen canıma can katan, can eşim değildin...
aklına esti hayatıma girdin...!
canın istemedi,
sessizce gittin...
peki...
öyle olsun...
git....
şimdi bekleme sakınnn...!
ardından ne yaparım...
ne hissederim neler yaşarım...
bir bilinmezlik te susarım...
senden düşene dek yüreğim...!
sessizdir feryatlarım...
sonra mı...?
...................................!
bir gül ağacıydım senin dizelerinde...
yüreğinden bana doğru akıp gelen,
dikenlerimin canını yaktığı,
ayrılığın yüreğini kanattığı bir sondu,
kaleminden damlayan satırlarda,
gözyaşlarınla...
sakın böyle olmasın dediğin...
beni bir gün böyle bırakma dediğin...
oysa şimdi...
sen,
sen gidiyorsun,
candan canı koparıp,
söküp ciğerlerimi yerinden...
git...
ne kadar gidersen benden,
o kadar yaklaşıyorsun ki bana bilmeden...