Bilirsiniz belki tasavvufta insanların dört kapıdan geçtiği söylenir Birinci kapı şeriat kapısıdır. Bu aşamada olan kişi henüz olgunlaşmamıştır ve hayatı kaostur. Benlik duygusu, mal mülk hevesi gündemini oluşturur İkinci kapı tarikattır. Bu seviyeye gelen kişi maddiyatın yanı sıra maneviyatına da önem verir ve yaradılış sebebini algılamaya ve sorgulamaya başlar. Hatta şeriat cevizin kabuğuna, tarikat da meyvesine benzetilir. Allaha ulaşmak için izlenen YOL anlamına da gelir. Üçüncü kapı Hakikattir. Burada irade başlar. Aşırılıklar törpülenir. Burada varlığın ve var olmanın şükrü kendini eylemle ifade eder. "Halka hizmet, Hak'ka hizmettir" felsefesi hakimdir. Burada kişi dürüstlüğünden ödün vermez. UYANIŞ başlamıştır. Olayların Sebep sonuç ilişkisi ve analiz sentez yeteneği bu aşamaya gelmiş kişinin özelliklerindendir.
Dördüncü kapı Marifettir. Bu kapıda var oluşun derin sırları açılır. Sebep ve sonuç ilişkisinin ötesinde mucizelere tanıklık vardır. İlham ve ilahi aşk bu aşamada gerçekleşir. Kamil insan ve Veli kimselerin geldiği aşamadır.
Yunus Emre şiirlerinde bu aşamaları şöyle ifade eder:
Şerî‘at-Tarîkat yoldur varana, Hakîkat-Ma‘rifet andan içerü
Evvel kapu şerî‘at emr ü nehyi bildürür Yuya günâhlarunı her bir Kur’ân hecesi
İkincisi tarîkat kulluğa bil bağlaya Yolı togrı varanı yarlıgaya hocası
Üçüncisi ma‘rifet cân gönül gözin açar Bakma ‘nîsarâyına ‘Arş’a degin yücesi
Dördüncüsi hakîkat ere eksük bakmaya Bayram ola gündüzi Kadîr ola gicesi ...
Yaradan cümle kullarını hakikati bulan, hakikate eren marifet ehlinden eylesin
Sevgilerimle Selda Çakın