Evlilik kutsal  bir kurumdur  ve aile çok hassas temeller üzerinde oturur, aile içi ilişkiler çok önemlidir, dengeyi sağlamak bireylerin evlilik bilincine  bağlıdır, evli çiftler evlilik bilinci ne kadar gelişmişse o kadar o yuvada huzur olur. 
Aile kurumunun sağlam olması için kârı kocanın yanında anne baba ve kayın valide kayın pederinde çok hassas olmaları , hislerine kapılıp ani  karar vermemeleri , yeni kurulan yuvada eşler arasındaki bir problemde  duygusal yaklaşıp hemen kapıları kapatmamalılar.
Bazı sözler kurşun gibidir ağızdan çıktıktan sonra bir daha geri dönüşü olmaz, düşünmeden ağızdan çıkan bir kelime bin bir ekmekler verilerek bin bir zahmetler çekilerek kurulan bu yuvayı bir çift söz yıkabilir. telafisi mümkün olmıyan kötü sonuçlara sebeb olabilir. 
Severek aşık olunarak ,nice umutlar ve hayallerle kurulan bu yuva düşüncesiz yapılan bir hareketle bir anda hüsrana uğratır. 
Eşlerin evlendikten sonra benliği bırakıp biz olmasını öğrenmesi ve 
Benliğin bizlik yerine geçirmeleri çok çok önemli bir konudur, bizlik bilincini kavrayamayan bireylerde problemler oluşmaktadır. 
Önemli bir konuda evlilikte arkadaş ilişkisi ile aile ilişkilerini de ayırt etmek gerekiyor,  arkadaşına ben böyleyim ,beni böyle kabul edersen ben buyum diyebilirsin, arkadaşınla  bir daha buluşmasanda bir daha görmesende olur ,  ama evlendin eşinle ilişkilerinde ben buyum beni böyle kabul edersen et dersen o zaman bu gemi yürümez, işte o zaman aile içi gerilim aile içinde huzursuzluklar artarak devam eder, inatla bu benlik davasını sürdürülmesi halinde karşı tarafda bir zaman sonra tahammül sınırlarını aştığında ehh yeter artık sen sensen bende benim der ve aile ilişkileri çatırdamaya başlar. 
Diğer bir proplem anne baba ile eşinin arasındaki dengeyi sağlamak, sağlıklı bir aile ilişkilerinde aile içindeki herkesin konumunu bilmesi gerekir, anne babayı düşüneceğim onlara saygısızlık etmiyeceğim diyerek eşine yüklenirse burada bir eşitsizlik bir eziklik, acizlik sonucu dengeler alt üst olur,  yine aynı şekilde eşini düşünüp anne babaya yüklenirse o evde huzur kalmaz kaos olur.
Bazı anne babalar ,çocukları evlenmiş olsada, yirmi beş otuz yaşına gelmiş olsalarda onların gözünde daha çocuk gibi toy, tecrübesiz, kendinin aklına ihtiyacı olduğunu düşünüp onu devamlı yönetmeye çalışır, küçükken aşırı sevgi ile büyüdüyse bilhassa bazı annelerin yanında otuz yaşında da olsa onun gözünde bir çocuk gibi görünür, üstelik  kindar egoist birisiyse vay o ailenin hâline. 
Huzurlu bir aile, huzurlu ve mutlu bir yuva olması için aile içindeki her ferdin kendi üzerine  düşen görevi  bilinçli bir şekilde yerine getirmesi gerekir. Bilhassa eşlerin bu dengeyi sağlamada görevleri tutum ve davranışları çok önemli . 

Burada bir soru ve cevapla noktayayım.
Kaç yıldır evlisin diye soruyorlar. 
EL CEVAP YARIM ASIR 
Evliliğin bu kadar uzun olmasının sırrı nedir ? 
-Evin içindeki proplem olduğunda, proplemi kapıdan dışarıya çıkarmadım , 
Evin içindeki sırrı hiç kimseyle paylaşmadım, 
Hiç kimseye benim hanımla şu problemim var demedim,  
Annem babam veya kardeşlerim bir şey dediğinde bunları hanımıma söylemedim.
- hanımım bir şey dediğinde anneme, babama, kardeşlerime söylemedim. 
Yalan söylemedik, bir birimizi kandırmadık, 
EN BÜYÜK SİLAHIM SABIR OLDU. 
İyi ve kötü günlerimiz oldu ama sabırla her defasında bir müddet sonra  problemleri beraber çözdük, derdimize derman bulduk nihayetinde selamete cıktık , 
ALLAH'A ŞÜKÜRLER OLSUN YARIM ASIR GERİDE BIRAKTIK. 
Orhan Erdogan